Estetikte Altın Oran
Altın oran nedir?
Doğayı anlamanın yolu evrenin dilini çözmekten geçiyor. Evrenin dili ise matematikten. Estetik açıdan zevk veren güzellikle sanatın, doğanın, insanların ya da tasarımların arasında ortak bir dil olduğu uzun zaman tartışıldı.
Bir denizyıldızının kollarının, bir kabuklu deniz hayvanının spiralinin ve bir gülün taç yaprağının, Giza Piramidi ve Atina’daki Panteon ile ortak bir yanı vardır. Hepsi de “altın oran” çevresinde yapılandırılmıştır. (Altın oran 1,618033… olarak devam eden bir sayıyı ifade eder). Altın Oran veya 1900’lerde aldığı adıyla fi (phi) sayısı, geçmişte sıklıkla karşımıza çıksa da günümüzde halen keşfedilmeye devam eden bir rakam.
Bir dönemin sanat ve mimarisinde sıklıkla görülen bu ölçülebilir güzellik, matematiksel bir model olarak “Fibonacci dizisi” adıyla ortaya çıkmış, güçlü bir estetiğin oranını simgeler.
Bu sayı eserlerinde bunu ustaca kullanan Yunan heykeltıraşı Phidias’tan sonra “fi” olarak bilinmiştir. Matematiksel işaretlemede, “Φ” olarak yazılır. Fi sayısı yaklaşık olarak 1.618’e eşittir, ama bir modelde tekrarlamaksızın sonsuza dek süren ondalıklar anlamına gelen, irrasyonel bir sayıdır.
Leonardo Da Vinci tarafından da ‘sectio aurea’ (golden section) olarak adlandırılan bu oran, The Last Supper ve Mona Lisa gibi tablolar da dahil olmak üzere birçok Rönesans eserinde denge ve estetiğe ulaşmak için kullanılmış. Güzelliğiyle tanınan ve bir Mısır kraliçesi olan Nefertiti, MÖ 1350 civarında kocası Firavun Akhenaten ile hüküm sürdü. Adı, “Kelimenin tam anlamıyla güzel bir kadın geldi “anlamına geliyor ve orantılı yüz hatları bugün hala insanların ilgisini çekiyor.
Güzellikte altın oran
Bizim için asıl büyüleyici olan, altın oranın kişinin yüz hatlarına uyum, çekicilik ve güzellik kazandıran oran olarak kendini göstermesidir. Altın orana yakın oranların göze ve beyne daha hızlı işlendiği ve daha fazla dikkat çektiği, 2009 yılında Duke Üniversitesi’nden Adrian Bejan ve çalışma arkadaşları tarafından ispatlandı. Kanıtlara göre insan gözü altın oran benzeri dikdörtgen görüntüyü hızlıca tarayabilir. Bunun sebebi estetik ve kültürel tercihlerin algı, anlayış ve kayıtlarla ilgili olmasıyla ilgilidir.
Yine Toronto Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırmada matematikçi veya fizikçi olmayan sıradan katılımcılara gösterilen rastgele yüzler arasında en çekici olarak kabul görenlerin, altın orana en yakın orana sahip yüzler olduğu saptanmış.
Güzel insan formuna duyulan hayranlık, antik çağlardan günümüze kadar sayısız masal ve sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Güzelliği ile dillere destan Truva’lı Helen’in Paris tarafından kaçırılması efsanevi Truva Savaşını ateşleyen sebep olmuştur. Kral kocası Acheanlar Helen’i geri almak ve Sparta’ya geri götürmek için bin gemi dolusu askerle yola çıkmıştır. O zamanlardan beri, güzellik kavramı insanlık tarihine yön verirken çağlar boyu en büyük sanat, edebiyat ve müzik eserleri yine güzellikten ilham almışlardır.
Farkında olmadan, bilinçaltında güzelliği yüz simetrisi ve oranıyla yargılarız. Kültürler arası araştırmalar, etnik köken ne olursa olsun, güzellik algımızın 1.618 oranına dayandığını göstermiştir. Yüz bu orana yaklaştıkça daha güzel olarak algılanır. Örnek olarak, başın üst kısmının çeneye ve başın genişliğine karşı ideal oranı 1.618 olmalıdır.
İdeal Yüz Oranlarını Ölçmek İçin Altın Oranı Nasıl Kullanıyoruz?
-Burnun üstünden dudakların merkezine olan mesafe dudakların merkezinden çeneye olan mesafenin 1.618 katı olmalıdır.
-Üst göz kapağındaki saç çizgisi, üst kaşın üst kısmının alt göz kapağına uzunluğunun 1.618 katı olmalıdır.
-Üst-alt dudak hacminin ideal oranı 1: 1.6’dır (alt dudak üst dudağa göre biraz daha fazla hacme sahip olmalıdır
Yüzü iyileştirmek ve altın orana yaklaştırmak için neler yapabiliyoruz?
-Yüz uzun ve darsa, elmacık kemiklerinin genişliğini arttırmak için hacimlendiricileri kullanarak veya alt yüz çok kısa ise çene çizgisini uzatarak ve genişleterek yüze yeniden simetri kazandırabiliyoruz.
-Sorun geniş ve yüksek bir alınsa, kaşları kaldırmak için botulinum toksini enjekte ederek mesafeyi daraltabiliyoruz.
-Yaşla birlikte, daha önce simetrik olarak kabul edilen yüzlerin bile zamanla altın orandan sapma eğilimleri vardır. Ayrıca, yine yaşla birlikte, göz çevresindeki yağ, elmacık kemikleri, iç çene çizgisi ve yüzün kenarları kaybolur, yüzümüz hacim kaybeder. Gözler oyuk, batık bir görünüm alır. Yüzdeki bütün bu değişimleri, küçük estetik dokunuşlarla geri döndürebiliyoruz. Kullandığımız yüksek teknoloji ürünü hacimlendiriciler ve botulinum toksini yüzdeki altın oranı ve simetriyi gençliktekine yakın hale getirmemize olanak sağlıyor.
-Ameliyatsız dudak büyütme ile düşük yüzlerde yüksekliği azaltabiliyoruz.